Kadın girişimcilerden güzel girişim
Yusuf Keyik'in Konuşması:
Hayatımızın çok kıymetli ve çok özel bir yanını teşkil eden,
Ve dünya kadınları içinde de gerçekten müstesna özellikler taşıyan Türk
kadınının, çok özel bir örneğini oluşturan,
Siz Burdur'umuzun saygıdeğer hanımefendileri,
Sevgili Bayanlar!
Düzenlemiş olduğumuz, bu özel kadınlar günü toplantımıza
Hoş geldiniz diyor, hepinize saygılar sunuyorum!
Bildiğiniz gibi, Türkiye'de 8 Mart Kadınlar Günü, İlk kez 1921 yılında kutlanmaya başlanmışsa da 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı. 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl anılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.
Birleşmiş Milletler tarafından 1977 yılında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilan edildi.
'Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması' yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı 8 Mart 1857 yılında ABD'nin New York Kentinde başladı.
Konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40.000 işçinin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı grev, polisin saldırısıyla kanlı bitti. Saldırı sırasında çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
Böylece 8 Mart, dünyada kadınların yüzyıldır yürüttüğü, özgürleşme mücadelesinin kutlandığı ve kadınların güncel taleplerinin ifade edildiği bir gün haline geldi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadın haklarının kazanılmasında nerelerden başlandığını ve bugünlere nasıl gelindiğinin hatırlanması için özel bir gün.
Sevgili Misafirler!
Bu kısa bilgiden sonra konuşmamı uzatmadan, bir-iki noktaya da değinmek istiyorum.
Kutlanması, gerçekten birer formalite haline gelmiş o kadar çok 'Belirli Günler'imiz var ki; neredeyse her güne bir belirli gün düşmektedir. Bu birincisi.
İkinci olarak, mutlaka sorgulamalıyız ki;
100'ün üstünde kadının ölümü ile 1857'de başlayan Kadınlar Günlerinin kutlanması ile bugüne kadar; kadınların ve çocukların öldürülmeleri durduruldu mu?
Kadının özgürleşmesi ve kadınların hakları sağlandı mı?
Ayrıca; Kadının özgürleşmesi derken, Kadın Hakları derken,
Ne anlaşılması gerektiği, hiç düşünüldü mü?
Kadının açılıp, saçılmasında sınır tanımaz hale gelmesi, kadın hakkı mıdır?
Kocaya itaat, ahlak ve aile kavramlarının ortadan kalkma süreçleri, kadın haklarında kazanım mıdır?
Geçimsizliklerin ve boşanmaların süratle artıyor olması, kadın hakkı mıdır?
Yine düşünüldü mü ki; hemen bütün belirli günler, Batı kaynaklıdır. Bizim medeniyetimizin ve tarihimizin belirleyici noktalarını ne zaman öğreneceğiz?
Ve nihayet; ne zaman kendimiz olmayı düşüneceğiz?
Bu ve benzeri soruları arttırmak, tabii ki mümkün...
Bu duygularla gününüzü kutluyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Baki Varol'un Konuşmas:
Atalarımızdan gelen bir söz vardır. Kadınlar, anneler, neneler ve hanımefendiler, her zaman ellerinden öpülesi insanlardır. Her zaman bu duygu ve düşünceyle ellerinden öpülesi hanımefendiler diye hitap edeceğim. Çünkü kadınlar hem eşine, hem aşına, hem çocuklarına, hem de hayat geçimine katkı sağlayan hanımefendilerdir. Çünkü erkekler tek cepheden bakabilir. Çünkü kadınlar evini, eşini, çocuklarını bırakmaz. Ayrıca evin geçimine nasıl katkıda bulunurum diye düşünen insanlardır. Biz erkekler ise; akşama kadar çalıştım, akşam hanım bana hizmet etsin diyen kişileriz. Oysa çağımızda; kadınlar milletvekili olabiliyor, başbakan olabiliyor, Oda-Borsa başkanı olabiliyor, iş hayatına katkıda bulunabiliyor. Her alanda kadınlarımız var olmaya çalışıyorlar. Ben Burdur Ticaret Borsası Başkanı olarak, siz kadın kuruluşlarının her zaman yanınızdayım. Saygılar sunuyorum.
Feyzi Oktay'ın Konuşması:
Çok kıymetli hanımefendiler; 8 Mart Kadınlar gününüz hayırlı ve uğurlu olsun. Sizleri bu şekilde birlikte görmek, bizleri hakikaten mutlu etti. İlerleyen yıllarda daha çok, daha iyi bir şekilde birliktelikler diliyorum. Bilindiği gibi; her başarılı erkeğin arkasında mutlaka bir başarılı bayan vardır derler. Bunu kendimden örnek verirsem, hakikaten benim belli bir yerlere gelmemde; eşimin fevkalade üzerimde emekleri vardır. 1980 yılında işe başladığımda, o zaman için bayanların çalışması ayıplanıyordu. O nedenle bayan işçi bulmakta büyük sıkıntı çektim. Ama şu anda çok mutluyum. Burdur'da kot fabrikasından sonra en çok bayan işçi çalıştıran bir iş veren olarak; bayanlardan memnuniyetimi anlatamam. Hakikaten tüm bayanlar aile ekonomisine katkıda bulunmak için baya fedakarca iş yerlerinde çalışmakta ve hem de eşine, çocuğuna bakmak suretiyle, büyük fedakarlık ve cesaret örneği olmaktadırlar. OSB Başkanı olarak, yeni kurulmakta olan 2. OSB içinde bayan girişimcilerin de bulunması dileklerimle saygılar sunuyorum.
Emine Kanık'ın Konuşması:
Burdur'umuzun İl Kadın Girişimciler Kurulu olarak düzenlemiş olduğumuz 8 Mart Kadınlar Günü programımıza hoş geldiniz.
Hepinize iyi akşamlar diliyor, saygılar sunuyorum.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Sayın Hisarcıklıoğlu, " Eğer Türkiye dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girmek istiyorsa, bu yükü tek başına erkeklerin üzerine yüklemekle bu iş olmaz." diyerek, TOBB bünyesinde 30 Ekim 2007 tarihinde " Kadın Girişimciler Kurulu"nun kurulmasına öncülük etmiştir. Biz de Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Meclisimizin kadın girişimci üyeleri olarak 2009 yılında TOBB'a bağlı Burdur İli Kadın Girişimciler Kurulu'nu kurduk.
Amacımız, diğer kadın kuruluşları ile birlikte; Burdurlu kadınların, hem kadın olarak haklarının gelişim ve kullanılmasında, hem de girişimcilik alanında daha etkili çalışmaların içinde yer almak ve ülkemizin yükselişinde daha etkili roller üstlenmek gibi önemli hedefleri benimsiyoruz.
Bu açıdan, önemli gördüğümüz 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü de bu anlamda değerlendirmek istedik. Burdur'un tüm kadınlarını bir bütünlük içinde bir araya getirmek, birbirimizi daha yakından tanımak, hem sorunlarımızı görüşmek ve hem de eğlenerek moral geliştirmek maksadıyla bu toplantıyı düzenledik. Emeği geçen arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.
Değerli Hanımlarımız;
Bildiğiniz gibi; 8 Mart 1857'de ekonomik bağımsızlıklar için ağır çalışma şartlarını protesto eden 40 bin New Yorklu işçinin direnişinin acımasızca bastırılması ve bu direnişte yaklaşık 200 kadın yanarak öldü. Bu ve benzeri gelişmeler sonucunda Dünyada ve toplumlar içinde kadın ve kadının hakları fark edildi.
Dünyşa kadınları gibi ülkemizin kadınları da haklarına sahip olma çalışmaları yaptılar. Toplum içindeki yerlerini ve saygınlıklarını arttıracak mücadeleler içine girdiler.
Ülker, şunları kaydetti: ''Kadının ihmal edildiği bir toplumun, varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi beklenemez. Medeni Kanunun kabulü toplumun temel taşıdır. Türk kadınları bugün bulunduğu konumunu ve sahip olduklarını Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet döneminde daha çok farketti.
Türk kadını, kurulan ilk Türk Devletinden bu yana, devletin kuruluşunda ve yönetiminde daima erkeğinin yanında olmuş, Türk toplumunda daima hak ettiği değeri görmüştür.
Kurtuluş Savaşında vatanımızın bağımsızlığı için erkeğiyle beraber cepheden cepheye koşan Türk kadını Cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte toplumsal hayatımızdaki yerini de almıştır.
Devletimizin kurucusu Büyük Önder ATATÜRK, "Ey kahraman Türk kadını, sen omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Kadınlarımız, savaş hayatında, tarım hayatında, maişet hayatında erkeklerimizle, yürüdüler", demek suretiyle toplum içinde kadınlarımızın önemine değinmiş ve onları birçok Dünya devletinden önce medeni ve siyasi haklarına kavuşturmuştur.
Saygıdeğer Hanımlar,
Bir toplumun gelişme düzeyinin en önemli göstergelerinden biri, kadınların üretim ve yönetimdeki yeri ile ölçülmektedir. Bu husus göz önüne alındığında, toplumsal hayatta nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın hak ettiği yere gelmesi, katılımcı, üretken bireyler olarak toplumda kabul görmesi; yalnızca kadınlarımızın değil, tüm toplumun sorumluluğudur.
Devletimizin sosyal ve iktisadi alanda kalkınması ancak kadınlarımızın da üretime katılmasıyla mümkündür. Avrupa Birliğine tam üyelik sürecinde bulunan ülkemizde kadınlarımızın sosyal yaşamda hak ettikleri yere gelmesi için önemli adımlar atılmaktadır. Bu düzenlemeler uygulamaya konuldukça kadınlarımızın mevcut sıkıntıları daha da azalacaktır.
Kadınların yürüttükleri mücadelenin temelinde seçme ve seçilme hakkı, günlük çalışma saatlerinin, koşullarının ve ücretlendirmenin yeniden düzenlenmesi gibi konular bulunmaktadır. Dünya Kadınlar Gününde bugün de ilk başlarda yapıldığı gibi eşitlik için, politik haksızlıkların ortadan kalkması için, daha iyi yaşama ve çalışma koşulları elde edebilmek için çalışılıyor.
Sevgili Konuklar!
Türk Kadınları, 83 yıllık Cumhuriyet tarihinde pek çok alanda yarattıkları ilklerle kendilerinden sonra gelenlere öncü ve örnek oldular.
İlk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu, Yassıada'da hukuk profesörü babası Ahmet Ağaoğlu'nu savundu. İlk kadın doktor Safiye Ali; Kurtuluş, Balkan ve 2. Dünya Savaşı'nda hastalara şifa dağıttı.
1936'da, Eskişehir Askeri Hava Okulu'ndan mezun olan Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen dünyanın ilk kadın savaş pilotu oldu.
1950'de ilk kadın belediye başkanı Müfide İlhan, Mersin'den seçildi.
1957'de Türk ordusunun ilk kadın doktor subayı Dr. Sema Aran, teğmen rütbesiyle göreve başladı.
1971'de ilk kadın bakan Dr. Türkan Akyol atandı.
1991'de ilk kadın vali Lale Aytaman, Muğla'ya atandı.
1993'de Türkiye'nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller, hükümeti kurdu.
2007'de Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜSİAD başkanlığına seçildi.
Özetle Türk kadınlarının mücadele örnekleri böyleydi. Türk kadını bugün dünya kadınından geri bir durumda değildir. Belki birçok alanda dünyadan daha hızlı iyileşme içindedir.
Bayram Özçelik'in Konuşması:
Beni de davet ettikleri için Burdur Kadın Girişimciler Kurulu'na çok teşekkür ederim. Gerçekten bu bilgi ve teknoloji çağında, Türkiye'mizin de süratle, dünya devletleri arasında yerini alma adına kadınlarımızın çok büyük bir rolü olduğunu, bu tarihi süreç içerisinde net görebiliyoruz.
Aslında tarihte kurduğumuz tüm devletlerde Türk devletlerinde, İmparatorluklarda kadınlarımızın çok etkin bir rol oynadığını ve hatta bazen tarihin akışını bile değiştirdiklerini de biliyoruz. Cumhuriyetimizle beraber, daha çağdaş, daha modern ve uygarlık seviyesine yetişmede büyük bir yol katedildi. Özellikle bazı Avrupa Ülkelerinde daha kadına seçme ve seçilme hakkı verilmezken, Türkiye Cumhuriyet Devletinin Kurucuları, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere ileri hedefler adına iyi adımlar attıklarını gördük. Her zaman söylediğimiz gibi; kadın elinin değdiği her yer güzelleşmektedir.
Parti olarak her beş milletvekili adayının içinde mutlaka bir bayan aday koyacağız. Partimiz, önümüzdeki dönemde 50'nin üzerinde bayan milletvekilini meclisimizde görmek istiyor.