Çanakkale Zaferinin Yıldönümünde Neleri Hatırlamalıyız?
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünde neleri hatırlamamız gerektiğine dikkat çeken bir bildiri yayınladı.
Keyik bildiride şunları ifade etti:
Çanakkale Zaferi’ni, yedi düvele karşı kazandık. Çanakkale, Mensubu olmakla şeref duyduğumuzOsmanlı Milletimizin, maddi plandaki arızalara rağmen ruh planındaki dirilik ve şahlanışının ifadesidir. Çanakkale, Mustafa Kemal gibi bir Türk Önderinin doğuşunu hazırlayan mümbit bir zemin olarak da hatırlanmalıdır.
İşte, emperyal Batı müstevlileri, sadece Osmanlıyı parçalayıp dağıtmakla, bir Millet ve Medeniyeti ortadan kaldıramayacaklarını gördüler. Ve bizim, asıl varlık sebebimiz olan ruh, kültür, tarih ve medeniyet yapımızı da parçalamak gerektiğini gördüler. Çanakkale’de karşımıza çıkıp, hayallerine ulaşamayacaklarını anlayan Batılı güçler, hala uygulamakta oldukları “Kültürel asimilasyon” ve karakter zafiyetleriyle hedeflerine ulaşmayı denemektedirler.
Şunu unutmamalıyız ki; Çanakkale’ye dayanarak, İstiklalimize kasteden Müstevliler, emellerinden vazgeçmemişler ve bizim zafiyetlerimizden istifadeyle, arkadan dolaşarak, ruhumuzu kuşatarak yürütmekte oldukları ayrıştırma bölme planlarıyla, hedeflerine ulaşma çabalarına devam ediyorlar.
Bu arkadan dolaşma oyununu gören ve “Asım’ın Nesli”ne dikkat çeken Akif’e kulak verelim;
“Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.”
İşte bir muhteşem zafer yıldönümünde, bir yandan o günün şartlarıyla değerlendirirken; diğer yandan, bundan daha önemli olarak, bugüne hangi derslerin çıkarılması gerektiğini düşünmemiz ve içinde yaşadığımız garabetin çözümüne bir ışığı olarak da görebilmeliyiz…
NOT:
BUTSO Basın Danışmanlığı
18.3.2014
Keyik bildiride şunları ifade etti:
Çanakkale Zaferi’ni, yedi düvele karşı kazandık. Çanakkale, Mensubu olmakla şeref duyduğumuzOsmanlı Milletimizin, maddi plandaki arızalara rağmen ruh planındaki dirilik ve şahlanışının ifadesidir. Çanakkale, Mustafa Kemal gibi bir Türk Önderinin doğuşunu hazırlayan mümbit bir zemin olarak da hatırlanmalıdır.
İşte, emperyal Batı müstevlileri, sadece Osmanlıyı parçalayıp dağıtmakla, bir Millet ve Medeniyeti ortadan kaldıramayacaklarını gördüler. Ve bizim, asıl varlık sebebimiz olan ruh, kültür, tarih ve medeniyet yapımızı da parçalamak gerektiğini gördüler. Çanakkale’de karşımıza çıkıp, hayallerine ulaşamayacaklarını anlayan Batılı güçler, hala uygulamakta oldukları “Kültürel asimilasyon” ve karakter zafiyetleriyle hedeflerine ulaşmayı denemektedirler.
Şunu unutmamalıyız ki; Çanakkale’ye dayanarak, İstiklalimize kasteden Müstevliler, emellerinden vazgeçmemişler ve bizim zafiyetlerimizden istifadeyle, arkadan dolaşarak, ruhumuzu kuşatarak yürütmekte oldukları ayrıştırma bölme planlarıyla, hedeflerine ulaşma çabalarına devam ediyorlar.
Bu arkadan dolaşma oyununu gören ve “Asım’ın Nesli”ne dikkat çeken Akif’e kulak verelim;
“Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.”
İşte bir muhteşem zafer yıldönümünde, bir yandan o günün şartlarıyla değerlendirirken; diğer yandan, bundan daha önemli olarak, bugüne hangi derslerin çıkarılması gerektiğini düşünmemiz ve içinde yaşadığımız garabetin çözümüne bir ışığı olarak da görebilmeliyiz…
NOT:
BUTSO Basın Danışmanlığı
18.3.2014