BUTSO'dan muhteşem ödül töreni
BUTSO'dan, 2012 Mali Yılı Vergi Rekortmenlerine Muhteşem Ödül Töreni
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO); üyeleri arasından 2012 mali yılı vergi sıralamasında ilk 10’a girenler ile ihracat, istihdam, eğitim-sanat-spor rekortmenleri ve eski Oda yöneticilerine, Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur’un da katılımlarıyla, Serenler’de düzenlediği muhteşem bir törenle ödüllerini verdi.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO) ilimizdeki 2012 yılı vergi rekortmenleri için geçtiğimiz Cuma akşamı Serenler Otel’de görkemli bir program düzenledi. Maliye Bakanlığı Bakan yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur’un onur konuğu olarak katıldıkları vergi ödül töreninde, Burdur ekonomisine yön veren Burdur’un yıldızları ödüllendirildi.
Burdur Ticaret Sanayi Odasının kuruluşunun 90’ıncı yılı etkinlikleri kapsamında organize edilen programa, Vali Nurettin Yılmaz, Garnizon Komutanı J. Albay Sayit Koca, kamu kurumlarının yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamları katıldı. Burdur’da 2012 Yılı vergilendirme döneminde, Kurumlar Vergisi rekortmenlerine, Gelir Vergisi Rekortmenlerine, 2012 yılı İhracat Rekortmenlerine, 2012 yılı İstihdam Rekortmenlerine, Ticaret ve Sanayi Odası eski yönetim kurulu ve meclis başkanlarına, eğitim, sanat ve spor alanlarında başarılı olan kişilere plaket takdim edildi.
Burdur’da 2012 Vergilendirme Döneminde, BUTSO’ye kayıtlı üyeler arasında, Kurumlar Vergisi Rekortmeni Aytaş Akın Mermer Sanayi Ve Ticaret A.Ş. Gelir Vergisi Rekortmeni Nuri Bayır olurken, ilimizde 2012 Yılı İhracat Rekortmeni Akın Mermer Tekstil Paz.San. İç ve Dış.Tic.Ltd.Şti. 2012 Yılı İstihdam Rekortmeni Hastel Gıda Ltd.Şti. oldu.
YUSUF KEYİK’TEN AÇIŞ KONUŞMASI
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik Burdur ve Ülke gündemine ilişkin çarpıcı bir konuşma yaptı. Keyik konuşmasında; “Bir yandan dünyada yaşanmakta olan ve Ülkemize de bir ölçüde yansımaları görülen ekonomik krizlerden, diğer yandan coğrafyamızda cereyan eden olaylardan kaynaklanan sıkıntılara ve sarsıntılara rağmen, büyük özveriler göstererek ödediğiniz vergilerle, ekonomimize sağladığınız katkılar, gerçekten her türlü takdirin üzerindedir. Yine, ekonomideki sorunların çözümünde de lokomotif güç olan özel sektörümüzü, en samimi duygularla tebrik ediyorum.
Bilindiği gibi VERGİ, geri dönüşlü bir değerdir. Bu değere, değer katma yeteneğinin de Hükümetimizde mevcut olduğunu görüyoruz. İşte dünya ekonomileri kıvranırken, biz ise; büyümede ilk 10’un içinde yer almaktayız.
Öteden beri, vergi ödemenin mükelleflere çok sevimli görünmediği bilinmektedir. Bu sevimsizlik, verginin Ülke kalkınması olarak geri dönüşündeki güvenin artışı ile ortadan kalkmaktadır. Ayrıca, vergi oranlarının daha da düşürülmesi ve kayıtsızların yükünün verenlere yüklenmesinin de düzeltilmesi ile vergi vermek, daha sevimli hale gelecektir.” diye konuştu.
BUTSO VE ÇALIŞMALAR
Keyik, Oda ve hizmet alanlarına ilişkin şunları söyledi:
“Burdur Ticaret ve Sanayi Odamıza, kurulduğu 1923’ten bu yana, 9 bin 35 üye kaydolmuş ve halen, 1 915 faal üye bulunmakta ve 13 ayrı meslek grubunda yer almıştır.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası olarak, bilindiği gibi, değerli üyelerimizle ilgili Devletin verdiği resmi sicil kayıt ve bu kayıtlara ilişkin, üyelerimizin ihtiyaç duyduğu resmi belgeleri düzenleme görevlerimizi, kanunlar çerçevesinde yürütüyoruz.
Bu arada, Ülkemiz ve Dünyanın ihracat-ithalat gibi ticari ilişkilerdeki gelişim seyrine uygun olarak, Oda’mızın hizmet niteliğini de Uluslar arası kaliteye çıkarmak gerekiyordu. Geçen dönemde bunu temin ettik ve Akredite belgemizi alarak, Birinci Sınıf Oda niteliği kazandık.
Bir yandan bu sicil görevlerini en hızlı şekilde yaparken, diğer yandan bir Sivil Toplum görevi de yapmaktayız. Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim ve Meclisi olarak, seçimle göreve gelmemiz nedeniyle, İlimizin en büyük sivil toplum kuruluşuyuz. Bu nedenle, İlimizin ekonomisinin ve ticari hayatın gelişimi ve insanımızın hayat standardının yükselmesi adına da sivil toplum nitelikli görevlerimizi en geniş ve bölgesel anlamda da yapmaktayız.
Bölgemizin en ciddi kuruluşlarından olan ve yönetiminde yer aldığımız, Batı Akdeniz Ekonomilerini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Başkanımız Ali Çandır’ın da gayretleriyle, firmalarımızın eleman ihtiyaçlarını etkin şekilde karşılama ve istihdama hizmet çabalarımızı sürdürüyoruz.
Bu anlamda İlimiz, Ülkemiz ve Dünya ekonomi politiğini, gelişim seyrini takip ediyoruz. Geziler ve toplantılarla, topluma rehberlik ve ufuk açıcı rol ifa ediyoruz. Serbest ekonomi ve katılımcı demokrasi hayatımızın gelişmesi adına Oda olarak üstlendiğimiz bu sosyal sorumluluk rolümüzü de önemsiyoruz. Dolayısıyla geleceğimizi doğru öngörülerle planlamak gerektiğini biliyoruz. Böylece sıkıntıların büyümesini beklemeden, sorunların altında ezilmeden, çözümleri önceden gerçekleştirmek ve sorunların önünden gitmek mümkündür.
KEYİK’TEN, BURDUR VE ÜLKE GÜNDEMİ
Burdur ekonomisinin, en başta ‘Göç’ gibi ağır sıkıntılar veren sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin yaptığımız çalışmaları da burada açıklamak istiyorum. Nüfus artışının olmayışına bağlı olarak, ilimizin Ticaret Sektörü, istenen hareketliliğe kavuşamamaktadır. Bu konuda, değişik zaman ve zeminlerde alınan kararları ve yeni düşünceleri, bu kez bir araya getirmek ve takibini de yürütmek amaçlı ciddi çalışmaların içerisindeyiz.
Bu çalışmalarda; bir yandan, il içindeki küçük işletmelerin birleştirilerek büyütülmesi. Diğer yandan, bölgesel ölçekte; sektörel firma ve kuruluşların gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Aynı zamanda, büyük ölçekli yeni yatırımların yapılması ve mutlaka, teknoloji yoğun sanayiye yönelerek, büyümenin hedeflenmesi de ortaya konmuştur.
Biz artık, beynelmilel gündemlerde sürüklenen, güdülen bir Ülke değiliz. Aynı zamanda, bu yüzyılın başından beri doğum sancıları çekmekte olan yeni dünyanın, parlayan yıldızı bir Milletiz. Biz, Dünya milletler ailesinin en güçlüsü olmak zorunda ve hatta buna mahkumuz. Zira, özellikle çevremizdeki kadim devletlerin stratejik hedeflerinin hepsi de Anadolu’dan geçmektedir.
Bu nedenle Ülkemiz, tarihin her döneminde olduğu gibi, günümüzde de büyük güçlerin ve büyük planların hedefi durumundadır. Bilindiği gibi, bu çok sinsi planların en önemli ayaklarından biri, bizi daima sosyal çalkantılar içine sürüklemek ve ekonomimizi; icat eden üreten değil, onların ortak, bizim Pazar olduğumuz bir yapıda tutmak istemektedirler.
Dolayısıyla Batının, Doğu ile de işbirliği içerisinde hiçbir zaman vazgeçmedikleri planlarının farkında olmak zorundayız. Ancak bu farkındalık, asla bizi kendi içimize dönmeye ve yalnızlaşmaya değil, tam aksine global ekonominin en aktif üyesi olmaya sevk etmek zorundadır. Yine farkında olmalıyız ki; yeniden Lider Ülke olmamızın en temel öğesi, ‘İnsan faktörü’dür.
Bu nedenle; özellikle eğitim çağındaki gençlerimizi, bir yandan bilgi ve tecrübe ile donanımlı hale getirirken, diğer yandan kendi kültür ve medeniyetini inkar etmeyen, vicdanlı, karakterli ve güvenilir insanlar olarak yetiştirmek zorundayız.
Zaten, bizim inanç ve kültürümüzün beş temel esasından birisi de, ‘Nesli Muhafaza’dır. Aynı zamanda; yüksek hedeflerin gerçekleştirilmesi, yüksek donanımlı insanlarla mümkündür. Türkiye'nin geleceğe emin adımlarla yürüyebilmesinin tek şartı, eğitimde, medyada ve kültürde; medeniyet ufkuyla donanmış, kültürel dinamiklerimizi özümsemiş, dünyanın düşünce, kültür ve sanat ufuklarında komplekssiz, özgüveni yüksek ve çığır açıcı yolculuklar yapabilecek, icat çıkarabilecek parlak genç kuşaklar yetiştirebilmemizden geçiyor.
Eğer ki, Üniversiteden Ortaöğretime, gezilerde heba olan insanımızı kurtaracak ve bizi bize döndürecek bir Eğitim Sistemi kuramaz isek; Ülke kalkınmasında yaptığımız, geçmişe göre akıl almaz güzel işler, ‘Kısa devre yapacak’ ve heba olup gidecektir. Bu durum ise; gelişim trendimizin durdurulmasını bekleyen çevreleri memnun edecektir.
Milletimizin ve devletimizin, istikametini şaşırmadan yürüyebilmesi için; ‘Derin dünya’nın başımıza ördüğü ‘Terör belası’ndan, mutlaka Barış tesis ederek ve bu barışı daim kılmak için de birlik ve dirliğimizi geliştirmek zorundayız.
Önümüzde Yerel Seçimler var. Bu seçimlerde hiçbir hedef, toplumsal barışı güçlendirerek yürütmek zorunda olduğumuz, istikrar hedeflerimizin önüne asla geçmemelidir.
Aksine bu seçimleri, birlik ve bütünlük, demokratik olgunluk içerisinde ve daha da güçlendirerek gerçekleştirmeliyiz.
Zira biz, tarihin en yüksek insan ve toplum hasletlerine, en yüksek değerlerine sahip bir Milletiz. Dolayısıyla, birbirimize saygı ve tahammülümüzü de artırmak zorundayız.
Özellikle coğrafi bölgemizde doğan konjonktürel fırsatları hakkıyla değerlendirebilmek için bu toplumsal barış büyük önem taşımaktadır.
Dolayısıyla, yatırımların sürmesi, üretimin ve ihracatın artması ve ‘Cari açığın’ azaltılması da toplumsal barışın güçlenmesiyle doğrudan alakalıdır. Biz bunu başarır ve hedeflere ulaşabiliriz.”
BURDUR EKONOMİSİ VE ÖNERİLER
Burdur ekonomisi ile ilgili çarpıcı tespit ve önerilerde bulunun Keyik konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Burdurlu işadamları olarak, bize düşen görev öncelikle Burdur ekonomisidir. Burdur’un ana sektörleri olan Tarım ve hayvancılık, Doğaltaş-mermercilik, Eğitim, Ticaret ve Turizm konularında, önümüzdeki dönemlerde yapmamız gereken vizyonel ve marka çalışmaları planlamak, yürütmek ve hayata geçirmek zorundayız:
-Tüm sektörler ve hayvancılık sektöründe, birleşik veya büyük firmaların ve kümelenmelerin oluşumuna yön verecek çalışmalar yapmalıyız.
-Hayvancılığın en önemli problemlerinden olan Hayvan bakıcılığı, kalifiye işçilik olarak ciddi, eğitimli ve cazip meslek dalı haline getirilmeli.
-Yem kaliteleri, hayvan sağlığı ve kullanılan ilaçlar denetimsizlikten kurtarılmalıdır.
-Mermercilik Sektöründe; bir yandan, blok satış oranına göre işlenmiş mermer oranını yükseltmeli. Diğer yandan, mermercilikteki Burdurlu firma oranını artırmalıyız.
-Ayrıca, bir türlü yeterince faydalanamadığımız, AB ve benzeri alanlardan azami kaynak sağlayacak şekilde, proje yapma oranımızı artıracak yapılanmayı mutlaka sağlamalıyız.
Bütün bunların, küçük hesaplarla birbirimizin ayaklarına çelme takma niyet ve gayretleriyle gerçekleşemeyeceği aşikardır. Dolayısıyla, gerçek gündemden sapmadan, birbirimizi daha çok severek, sayarak, el-ele vererek hedeflerimizi ve gündemimizi gerçekleştirmeye kilitlenmeliyiz.
Önümüzdeki dönemde; 2. OSB, İhtisas OSB, ticaret ve yatırım alanları, kentsel dönüşüm gibi imar sorunlarını da çözmek zorundayız. Bu konudaki resmi, sivil, siyasi tüm kesimler tarafın ortaya konmakta olan ortak tavır; bütün bu sorunların çözümü için büyük moral ve büyük umuttur. Burdur, çok daha hızlı şekilde gelişim hedeflerine yürüyecektir.
İnanıyorum ki; sevgi, muhabbet ve dayanışma içinde olduğumuzda, ortak hedeflere kilitlendiğimizde, aşamayacağımız engel yoktur.
Huzurlu, mutlu, Dünyada sözü geçen, kalkınmış bir Türkiye için ve tabii ki kalkınmış bir Burdur için başka yol olmadığı artık bilinmektedir.”
MALİYE BAKAN YRD. CANTİMUR
BUTSO’nun ilimizde düzenlediği vergi ödül törenine katılan Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur, eğitim, sağlık ve bayındırlık alanlarında 12 yıl önce model arayan Türkiye'nin bugün model ülke haline geldiğini söyledi. Cantimur, Burdur’da yüksek vergi ödeyerek devlete katkı yapan, bu şekilde istihdam yaratan ve ülkenin gelişmesine katkı sağlayanlara teşekkür etti. 2008'de ABD'de başlayıp Avrupa'ya yayılan ve bütün dünyayı saran bir ekonomik kriz yaşandığını ifade eden Cantimur, Türkiye'nin de bu krizden nasibini aldığını belirtti. ABD'nin bu yıl yüzde birin altında bir büyüme gerçekleştirdiğine dikkati çeken Cantimur, Avrupa'daki birçok ülkenin de iflasın eşiğine geldiğini vurguladı. Türkiye'nin 4 yıl öncesine kadar ihracatının yüzde 56'sını yaptığı AB ülkelerindeki krizin Türkiye'yi de etkilediğini belirten Cantimur, bölgedeki daralma nedeni ile bu oranının yüzde 41'ler seviyesine düştüğünü kaydetti.
Buna rağmen krizden en az etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu dile getiren Cantimur, şöyle konuştu: "Cumhuriyetimizin 90. yılını kutluyoruz. Ancak 61. hükümet görevde. Yani 90 yılda 61 tane hükümet. Eğer AK Parti'nin 10 yılını, ANAP'ın 8 yılını düşünmesek neredeyse 1,5 yılda bir hükümet değişmiş. 90 yılda siyasi istikrar yakalayamadık. Eğer bir ülkede kalkınma yakalayacaksak önce siyasi istikrarı yakalamak lazım. Kısa ömürlü hükümetlerin uzun vadeli hizmetler yapması, büyük projelere imza atması mümkün değildir. 10 yıllık süre içerisinde Türkiye krize rağmen çok ciddi adımlar attı. Eğitim, sağlık, bayındırlık alanlarında bundan 12 yıl önce model arayan Türkiye bugün model olan ülke haline geldi."
NOT:
BUTSO Basın Danışmanlığı. 13.12.2013
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO); üyeleri arasından 2012 mali yılı vergi sıralamasında ilk 10’a girenler ile ihracat, istihdam, eğitim-sanat-spor rekortmenleri ve eski Oda yöneticilerine, Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur’un da katılımlarıyla, Serenler’de düzenlediği muhteşem bir törenle ödüllerini verdi.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO) ilimizdeki 2012 yılı vergi rekortmenleri için geçtiğimiz Cuma akşamı Serenler Otel’de görkemli bir program düzenledi. Maliye Bakanlığı Bakan yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur’un onur konuğu olarak katıldıkları vergi ödül töreninde, Burdur ekonomisine yön veren Burdur’un yıldızları ödüllendirildi.
Burdur Ticaret Sanayi Odasının kuruluşunun 90’ıncı yılı etkinlikleri kapsamında organize edilen programa, Vali Nurettin Yılmaz, Garnizon Komutanı J. Albay Sayit Koca, kamu kurumlarının yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamları katıldı. Burdur’da 2012 Yılı vergilendirme döneminde, Kurumlar Vergisi rekortmenlerine, Gelir Vergisi Rekortmenlerine, 2012 yılı İhracat Rekortmenlerine, 2012 yılı İstihdam Rekortmenlerine, Ticaret ve Sanayi Odası eski yönetim kurulu ve meclis başkanlarına, eğitim, sanat ve spor alanlarında başarılı olan kişilere plaket takdim edildi.
Burdur’da 2012 Vergilendirme Döneminde, BUTSO’ye kayıtlı üyeler arasında, Kurumlar Vergisi Rekortmeni Aytaş Akın Mermer Sanayi Ve Ticaret A.Ş. Gelir Vergisi Rekortmeni Nuri Bayır olurken, ilimizde 2012 Yılı İhracat Rekortmeni Akın Mermer Tekstil Paz.San. İç ve Dış.Tic.Ltd.Şti. 2012 Yılı İstihdam Rekortmeni Hastel Gıda Ltd.Şti. oldu.
YUSUF KEYİK’TEN AÇIŞ KONUŞMASI
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik Burdur ve Ülke gündemine ilişkin çarpıcı bir konuşma yaptı. Keyik konuşmasında; “Bir yandan dünyada yaşanmakta olan ve Ülkemize de bir ölçüde yansımaları görülen ekonomik krizlerden, diğer yandan coğrafyamızda cereyan eden olaylardan kaynaklanan sıkıntılara ve sarsıntılara rağmen, büyük özveriler göstererek ödediğiniz vergilerle, ekonomimize sağladığınız katkılar, gerçekten her türlü takdirin üzerindedir. Yine, ekonomideki sorunların çözümünde de lokomotif güç olan özel sektörümüzü, en samimi duygularla tebrik ediyorum.
Bilindiği gibi VERGİ, geri dönüşlü bir değerdir. Bu değere, değer katma yeteneğinin de Hükümetimizde mevcut olduğunu görüyoruz. İşte dünya ekonomileri kıvranırken, biz ise; büyümede ilk 10’un içinde yer almaktayız.
Öteden beri, vergi ödemenin mükelleflere çok sevimli görünmediği bilinmektedir. Bu sevimsizlik, verginin Ülke kalkınması olarak geri dönüşündeki güvenin artışı ile ortadan kalkmaktadır. Ayrıca, vergi oranlarının daha da düşürülmesi ve kayıtsızların yükünün verenlere yüklenmesinin de düzeltilmesi ile vergi vermek, daha sevimli hale gelecektir.” diye konuştu.
BUTSO VE ÇALIŞMALAR
Keyik, Oda ve hizmet alanlarına ilişkin şunları söyledi:
“Burdur Ticaret ve Sanayi Odamıza, kurulduğu 1923’ten bu yana, 9 bin 35 üye kaydolmuş ve halen, 1 915 faal üye bulunmakta ve 13 ayrı meslek grubunda yer almıştır.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası olarak, bilindiği gibi, değerli üyelerimizle ilgili Devletin verdiği resmi sicil kayıt ve bu kayıtlara ilişkin, üyelerimizin ihtiyaç duyduğu resmi belgeleri düzenleme görevlerimizi, kanunlar çerçevesinde yürütüyoruz.
Bu arada, Ülkemiz ve Dünyanın ihracat-ithalat gibi ticari ilişkilerdeki gelişim seyrine uygun olarak, Oda’mızın hizmet niteliğini de Uluslar arası kaliteye çıkarmak gerekiyordu. Geçen dönemde bunu temin ettik ve Akredite belgemizi alarak, Birinci Sınıf Oda niteliği kazandık.
Bir yandan bu sicil görevlerini en hızlı şekilde yaparken, diğer yandan bir Sivil Toplum görevi de yapmaktayız. Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim ve Meclisi olarak, seçimle göreve gelmemiz nedeniyle, İlimizin en büyük sivil toplum kuruluşuyuz. Bu nedenle, İlimizin ekonomisinin ve ticari hayatın gelişimi ve insanımızın hayat standardının yükselmesi adına da sivil toplum nitelikli görevlerimizi en geniş ve bölgesel anlamda da yapmaktayız.
Bölgemizin en ciddi kuruluşlarından olan ve yönetiminde yer aldığımız, Batı Akdeniz Ekonomilerini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Başkanımız Ali Çandır’ın da gayretleriyle, firmalarımızın eleman ihtiyaçlarını etkin şekilde karşılama ve istihdama hizmet çabalarımızı sürdürüyoruz.
Bu anlamda İlimiz, Ülkemiz ve Dünya ekonomi politiğini, gelişim seyrini takip ediyoruz. Geziler ve toplantılarla, topluma rehberlik ve ufuk açıcı rol ifa ediyoruz. Serbest ekonomi ve katılımcı demokrasi hayatımızın gelişmesi adına Oda olarak üstlendiğimiz bu sosyal sorumluluk rolümüzü de önemsiyoruz. Dolayısıyla geleceğimizi doğru öngörülerle planlamak gerektiğini biliyoruz. Böylece sıkıntıların büyümesini beklemeden, sorunların altında ezilmeden, çözümleri önceden gerçekleştirmek ve sorunların önünden gitmek mümkündür.
KEYİK’TEN, BURDUR VE ÜLKE GÜNDEMİ
Burdur ekonomisinin, en başta ‘Göç’ gibi ağır sıkıntılar veren sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin yaptığımız çalışmaları da burada açıklamak istiyorum. Nüfus artışının olmayışına bağlı olarak, ilimizin Ticaret Sektörü, istenen hareketliliğe kavuşamamaktadır. Bu konuda, değişik zaman ve zeminlerde alınan kararları ve yeni düşünceleri, bu kez bir araya getirmek ve takibini de yürütmek amaçlı ciddi çalışmaların içerisindeyiz.
Bu çalışmalarda; bir yandan, il içindeki küçük işletmelerin birleştirilerek büyütülmesi. Diğer yandan, bölgesel ölçekte; sektörel firma ve kuruluşların gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Aynı zamanda, büyük ölçekli yeni yatırımların yapılması ve mutlaka, teknoloji yoğun sanayiye yönelerek, büyümenin hedeflenmesi de ortaya konmuştur.
Biz artık, beynelmilel gündemlerde sürüklenen, güdülen bir Ülke değiliz. Aynı zamanda, bu yüzyılın başından beri doğum sancıları çekmekte olan yeni dünyanın, parlayan yıldızı bir Milletiz. Biz, Dünya milletler ailesinin en güçlüsü olmak zorunda ve hatta buna mahkumuz. Zira, özellikle çevremizdeki kadim devletlerin stratejik hedeflerinin hepsi de Anadolu’dan geçmektedir.
Bu nedenle Ülkemiz, tarihin her döneminde olduğu gibi, günümüzde de büyük güçlerin ve büyük planların hedefi durumundadır. Bilindiği gibi, bu çok sinsi planların en önemli ayaklarından biri, bizi daima sosyal çalkantılar içine sürüklemek ve ekonomimizi; icat eden üreten değil, onların ortak, bizim Pazar olduğumuz bir yapıda tutmak istemektedirler.
Dolayısıyla Batının, Doğu ile de işbirliği içerisinde hiçbir zaman vazgeçmedikleri planlarının farkında olmak zorundayız. Ancak bu farkındalık, asla bizi kendi içimize dönmeye ve yalnızlaşmaya değil, tam aksine global ekonominin en aktif üyesi olmaya sevk etmek zorundadır. Yine farkında olmalıyız ki; yeniden Lider Ülke olmamızın en temel öğesi, ‘İnsan faktörü’dür.
Bu nedenle; özellikle eğitim çağındaki gençlerimizi, bir yandan bilgi ve tecrübe ile donanımlı hale getirirken, diğer yandan kendi kültür ve medeniyetini inkar etmeyen, vicdanlı, karakterli ve güvenilir insanlar olarak yetiştirmek zorundayız.
Zaten, bizim inanç ve kültürümüzün beş temel esasından birisi de, ‘Nesli Muhafaza’dır. Aynı zamanda; yüksek hedeflerin gerçekleştirilmesi, yüksek donanımlı insanlarla mümkündür. Türkiye'nin geleceğe emin adımlarla yürüyebilmesinin tek şartı, eğitimde, medyada ve kültürde; medeniyet ufkuyla donanmış, kültürel dinamiklerimizi özümsemiş, dünyanın düşünce, kültür ve sanat ufuklarında komplekssiz, özgüveni yüksek ve çığır açıcı yolculuklar yapabilecek, icat çıkarabilecek parlak genç kuşaklar yetiştirebilmemizden geçiyor.
Eğer ki, Üniversiteden Ortaöğretime, gezilerde heba olan insanımızı kurtaracak ve bizi bize döndürecek bir Eğitim Sistemi kuramaz isek; Ülke kalkınmasında yaptığımız, geçmişe göre akıl almaz güzel işler, ‘Kısa devre yapacak’ ve heba olup gidecektir. Bu durum ise; gelişim trendimizin durdurulmasını bekleyen çevreleri memnun edecektir.
Milletimizin ve devletimizin, istikametini şaşırmadan yürüyebilmesi için; ‘Derin dünya’nın başımıza ördüğü ‘Terör belası’ndan, mutlaka Barış tesis ederek ve bu barışı daim kılmak için de birlik ve dirliğimizi geliştirmek zorundayız.
Önümüzde Yerel Seçimler var. Bu seçimlerde hiçbir hedef, toplumsal barışı güçlendirerek yürütmek zorunda olduğumuz, istikrar hedeflerimizin önüne asla geçmemelidir.
Aksine bu seçimleri, birlik ve bütünlük, demokratik olgunluk içerisinde ve daha da güçlendirerek gerçekleştirmeliyiz.
Zira biz, tarihin en yüksek insan ve toplum hasletlerine, en yüksek değerlerine sahip bir Milletiz. Dolayısıyla, birbirimize saygı ve tahammülümüzü de artırmak zorundayız.
Özellikle coğrafi bölgemizde doğan konjonktürel fırsatları hakkıyla değerlendirebilmek için bu toplumsal barış büyük önem taşımaktadır.
Dolayısıyla, yatırımların sürmesi, üretimin ve ihracatın artması ve ‘Cari açığın’ azaltılması da toplumsal barışın güçlenmesiyle doğrudan alakalıdır. Biz bunu başarır ve hedeflere ulaşabiliriz.”
BURDUR EKONOMİSİ VE ÖNERİLER
Burdur ekonomisi ile ilgili çarpıcı tespit ve önerilerde bulunun Keyik konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Burdurlu işadamları olarak, bize düşen görev öncelikle Burdur ekonomisidir. Burdur’un ana sektörleri olan Tarım ve hayvancılık, Doğaltaş-mermercilik, Eğitim, Ticaret ve Turizm konularında, önümüzdeki dönemlerde yapmamız gereken vizyonel ve marka çalışmaları planlamak, yürütmek ve hayata geçirmek zorundayız:
-Tüm sektörler ve hayvancılık sektöründe, birleşik veya büyük firmaların ve kümelenmelerin oluşumuna yön verecek çalışmalar yapmalıyız.
-Hayvancılığın en önemli problemlerinden olan Hayvan bakıcılığı, kalifiye işçilik olarak ciddi, eğitimli ve cazip meslek dalı haline getirilmeli.
-Yem kaliteleri, hayvan sağlığı ve kullanılan ilaçlar denetimsizlikten kurtarılmalıdır.
-Mermercilik Sektöründe; bir yandan, blok satış oranına göre işlenmiş mermer oranını yükseltmeli. Diğer yandan, mermercilikteki Burdurlu firma oranını artırmalıyız.
-Ayrıca, bir türlü yeterince faydalanamadığımız, AB ve benzeri alanlardan azami kaynak sağlayacak şekilde, proje yapma oranımızı artıracak yapılanmayı mutlaka sağlamalıyız.
Bütün bunların, küçük hesaplarla birbirimizin ayaklarına çelme takma niyet ve gayretleriyle gerçekleşemeyeceği aşikardır. Dolayısıyla, gerçek gündemden sapmadan, birbirimizi daha çok severek, sayarak, el-ele vererek hedeflerimizi ve gündemimizi gerçekleştirmeye kilitlenmeliyiz.
Önümüzdeki dönemde; 2. OSB, İhtisas OSB, ticaret ve yatırım alanları, kentsel dönüşüm gibi imar sorunlarını da çözmek zorundayız. Bu konudaki resmi, sivil, siyasi tüm kesimler tarafın ortaya konmakta olan ortak tavır; bütün bu sorunların çözümü için büyük moral ve büyük umuttur. Burdur, çok daha hızlı şekilde gelişim hedeflerine yürüyecektir.
İnanıyorum ki; sevgi, muhabbet ve dayanışma içinde olduğumuzda, ortak hedeflere kilitlendiğimizde, aşamayacağımız engel yoktur.
Huzurlu, mutlu, Dünyada sözü geçen, kalkınmış bir Türkiye için ve tabii ki kalkınmış bir Burdur için başka yol olmadığı artık bilinmektedir.”
MALİYE BAKAN YRD. CANTİMUR
BUTSO’nun ilimizde düzenlediği vergi ödül törenine katılan Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur, eğitim, sağlık ve bayındırlık alanlarında 12 yıl önce model arayan Türkiye'nin bugün model ülke haline geldiğini söyledi. Cantimur, Burdur’da yüksek vergi ödeyerek devlete katkı yapan, bu şekilde istihdam yaratan ve ülkenin gelişmesine katkı sağlayanlara teşekkür etti. 2008'de ABD'de başlayıp Avrupa'ya yayılan ve bütün dünyayı saran bir ekonomik kriz yaşandığını ifade eden Cantimur, Türkiye'nin de bu krizden nasibini aldığını belirtti. ABD'nin bu yıl yüzde birin altında bir büyüme gerçekleştirdiğine dikkati çeken Cantimur, Avrupa'daki birçok ülkenin de iflasın eşiğine geldiğini vurguladı. Türkiye'nin 4 yıl öncesine kadar ihracatının yüzde 56'sını yaptığı AB ülkelerindeki krizin Türkiye'yi de etkilediğini belirten Cantimur, bölgedeki daralma nedeni ile bu oranının yüzde 41'ler seviyesine düştüğünü kaydetti.
Buna rağmen krizden en az etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu dile getiren Cantimur, şöyle konuştu: "Cumhuriyetimizin 90. yılını kutluyoruz. Ancak 61. hükümet görevde. Yani 90 yılda 61 tane hükümet. Eğer AK Parti'nin 10 yılını, ANAP'ın 8 yılını düşünmesek neredeyse 1,5 yılda bir hükümet değişmiş. 90 yılda siyasi istikrar yakalayamadık. Eğer bir ülkede kalkınma yakalayacaksak önce siyasi istikrarı yakalamak lazım. Kısa ömürlü hükümetlerin uzun vadeli hizmetler yapması, büyük projelere imza atması mümkün değildir. 10 yıllık süre içerisinde Türkiye krize rağmen çok ciddi adımlar attı. Eğitim, sağlık, bayındırlık alanlarında bundan 12 yıl önce model arayan Türkiye bugün model olan ülke haline geldi."
NOT:
BUTSO Basın Danışmanlığı. 13.12.2013