Burdur'da "Küçük İşletme Kalmasın"
'BEN DEĞİL BİZ OLDUK'
Sinevizyon gösterisinin ardından ilk konuşmayı Burdur Ticaret Borsası Başkanı Baki Varol yaptı. Güçlü olmak için birlikte olmanın önemini vurgulayan, küçük olsun benim olsun değil bundan sonra bizim olsun büyük olsun demek gerektiğini ve tek elin nesi iki elin sesi olduğunu birlikte neler yapabiliriz diyerek toplantıların yararlı olacağını belirten Varol, "Başkan seçilirken 'Burdur için kim yoldaki küflü çiviyi alıp doğrultup çakıyorsa her zaman yanındayız' demiştim. Evet bu sözüm geçerli. Artık bunu 3 ilimiz Burdur, Antalya ve Isparta için söylüyorum. Çünkü, ben değil artık biz olduk. Yani 3 il birleşmiş vaziyette bakıyoruz şu anda. 3 ilde tarım, hayvancılık ve sanayide neler yapabiliriz diyoruz" dedi.
Toplu sağım tesislerinin sayısının artacağına dikkat çeken Varol, üreticilerin desteklerden yararlanmasını, Ziraat Bankası'nın faizleri indirdiğine işaret ederek diğer bankalara da "Sizler de indirin sizden alalım" diye seslendi. Antalya'ya 50 kişilik bir heyetle gezi düzenlediklerini ve seracılığın Burdur'un geleceği için önemli olduğuna dikkat çeken Borsa Başkanı Varol, Burdur'un yüzde 70'inin tarım ve hayvancılıkla geçinen bir il olduğunu belirten Varol, "Ali Çandır beyin tarımda küçük işletme kalmasın sloganıyla yola çıktığımız ve ziraat bankasının destek vermesi gelinen noktayı gösteriyor. Bu Türkiye'de örnek bir proje olacaktır. Burdurumuz'un geçim kaynağı belli. Küçük işletmeleri nasıl verimli hale getirebilir düşüncesi ile yola çıkılan bu toplantılarda sizlere geniş şekliyle konuşmacılar anlatacaklar. Hollanda olarak bilinen Burdur, her geçen gün geriye gidiyor. Bu toplantılarla Burdur'umuzu yeniden yenileyip, yola devam etmeliyiz. 26 ile verilen teşviklerin Burdur'a verilmesini temenni ediyorum. Lütfen bizim hakkımızı yemesinler, haksız rekabet ediyorlar. Verilen yüzde 40 teşvikin altından bizim ilimiz kalkamaz. Ankara'ya gitmemiz gerekiyorsa, çadır kurup yatmamız gerekiyorsa, söz veriyorum gideriz" diye konuştu.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik, tarım ve hayvancılık firmalarının ayak uydurmak zorunda oldukları ekonomik çağın gerekleri olduğundan bahsetti. Buna bağlı olarak, Türkiye tarım politika ve uygulamalarının günün şartlarına ve sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde geliştirilmesinin gereğini de burada hatırlamak ve hatırlatmak zorunda olduklarını kaydeden Keyik, şöyle devam etti: "Ziraatçı ve veterinerlerimiz, Batı'nın ezberci mühendis ve veterinerleri oldu. Bilinçsizce uygulamalar sonucu; Avrupa'nın topraklarına göre hazırlanmış suni gübrelerle, topraklarımız taşlaşmaya ve çoraklaşmaya başladı. Zirai ilaçlarla bitki ve canlı dengemiz bozuldu ve sularımız zehirlendi. Gelinen bu noktada doğal hayatımız, biyolojik ve beşeri varlığımız tehdit altında bulunmaktadır. Devletimizin tarım ve hayvancılık konusunda, her alanda olduğu gibi bu alanda da kimlik ve tarihi birikimlerimizi bir kenara atmadan politikaları ve çözümleri üretmek zorunda olduğunu etkin bir şekilde hatırlatma sorumluluğumuzu belirtmek istiyorum."
BAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, sürekli ağlamak ve talep etmenin yanında bir şeyler yapma isteğini ortaya koymak gerektiğini belirtti. Bu doğrultuda yola çıktıklarını belirten Çandır, "Biraz eksiğimiz var, Kooperatifler arasında güç birliği oluşturamıyoruz. Bizim beklentimiz ortaklaşa rekabetin artması ve küçük işletmeleri ortaklaşa hareket etmeye çağırmak. Son yıllarda tarım da zor durumda. Biz de sor günlerde çiftçinin yanında olmak amacıyla böyle bir proje düzenledik. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Burdur örgütlenme konusunda Türkiye'ye örnek olacak illerden birisi." diye konuştu.
KREDİLERİN 10 YILA ÇIKMASI İÇİN ÇALIŞMALAR VAR
Ziraat Bankası A.Ş. Antalya Bölge Başkanı İbrahim Turgutalp, tarıma verdikleri desteklerin her yıl arttığını belirtti. Daha önce verdikleri kredilerin 5 yıla kadar olduğunu ifade eden Turgutalp, "Faiz oranları da ciddi oranda düştü. İnşallah önümüzdeki yıl bu vade oranı 10 yıla çıkar ve 2 yıl geri ödemesiz olur. Yeni hedefimiz bu." ifadelerini kullandı.
Toplantıda konuşan Burdur Valisi İbrahim Özçimen, insanın arabasız, evindeki eşyaları olmadan bir şekilde yaşamını sürdürebileceğini ancak yemeden yaşayacağını belirtti. Bu yüzden tarım sektörünün vazgeçilmez bir sektör olduğundan bahseden Özçimen, "İnsanoğlu günde 3 kez yemek yemek zorundadır. Bazı şeyler hayatımızdan çıkabilir ama tarım hep hayatımızda olacak. Burdur Türkiye'nin Hollanda'sı unvanını devam ettirmek zorundayız. Burada Ziraat Bankası ve BAGEV'in çalışmaları gibi faaliyetlerle bu unvan sürdürülmelidir." şeklinde konuştu.
Burdur'un süt konusunda Türkiye'nin lider konumunda olduğunu dile getiren Özçimen, konuşmalarına şu şekilde devam etti: "Ama Trakya bölgesi bizi geçecek diye korkuyorum. Özellikle toplu sağımda hızlanmamız lazım. Biz 5 yıldır İğdeli köyündeki örnek projeyi konuşuyoruz. Ama biz iğdeliyi yalnız bırakmak istemiyoruz. 7 köyümüzde projesini tamamladık, binalarına başladık, makinelerini sipariş ettik. Toplu sağım merkezine geçiyoruz. Bugün aldığımız bir müjde ile 1 milyon 816 bin TL tarım bakanlığından teşvik aldık. Köylerimize dağıtacak. Kemer Elmacık, Karamanlı, Kılavuzlar ve Mürseller, Çavdır Küçükalan, Yeşilova Büyükyaka köylerinde toplu sağım merkezlerinden başladık. Kaymakamlarımıza da talimat verdim. Onları yarıştırıyoruz. Onlar hızla toplu sağıma geçmeye çalışacaklar. Bu sene en az 10 köyümüzün daha toplu sağım ünitesine kavuşturulmasını hedefliyoruz. Bu işe önem vermenizi istiyorum. Her evde inekler var, her evde bir ya da birkaç kadın sağımla uğraşıyor. Oysa toplu sağıma geçildiği zaman işten de tasarruf sağlanacak."