Batı Akdeniz'in Gündemi Küçükbaş Hayvancılık
Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) ile Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği’nin ortaklığıyla düzenlenen Batı Akdeniz Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı, Akra Barut Otel’de yapıldı.Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) ile Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği’nin ortaklığıyla düzenlenen Batı Akdeniz Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı, geçtiğimiz hafta Akra Barut Otel’de yapıldı. Çalıştayın açılışına Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ahmet Dallı, BAGEV Başkan Vekili İbrahim Solak, Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatcı, Ziraat Bankası Antalya Bölge Başkanı Fatih Şahan’ın yanı sıra Burdur, Isparta, Çanakkale, Elazığ, İstanbul’dan çok sayıda akademisyen, küçükbaş hayvan yetiştiricisi ve sektör temsilcisi katıldı.
BAGEV Başkan Vekili İbrahim Solak, açılışta yaptığı konuşmada, Batı Akdeniz’de küçükbaş hayvancılığın ‘Yerinde istihdam’ın sigortası olduğunu belirterek, sektörde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini görüşmek üzere ‘Çalıştay’ düzenlediklerini belirtti. Solak, “Amacımız kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, üreticiler ve tüketicilerin sorunlarını bizzat onlardan dinleyerek, bizlerle birlikte olan değerli akademisyenlerin katkılarıyla bölgemiz adına ortak bir dil oluşturmaktır” dedi.
KIRSAL KALKINMADA SIKINTI
Batı Akdeniz‘in, erkek keçiden kaynaklı ‘Teke’ yöresi olarak da adlandırıldığına dikkat çeken Solak, bölgedeki hayvan varlığının azaldığına dikkat çekti. Özellikle son yıllarda et ve süt fiyatlarının üretici açısından yetersizliği nedeniyle hayvancılıkla uğraşan nüfusun üretimden çekilme noktasına geldiğini kaydeden Solak, şunları kaydetti:
“Bunun sonucu olarak kırsal kalkınmada olumsuzluklar yaşanmakta, ekonomik ve sosyal sorunların arttığı görülmektedir. Bu kapsamda, et ve süt üretiminin birbirine bağlı olarak düşünülmesi, hayvancılıkta örgütlenme seviyesinin arttırılması, sektörde özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde çalışanların sosyal güvence altına alınması, ülke bazındaki ıslah çalışmalarına yönelik yapılan projelerin sayının arttırılması, yem fiyatlarının düşürülmesi ve yemlerin daha kaliteli hale getirilmesi, mera alanları ve otlaklarımızın korunması gerekmektedir. Yine hayvancılık politikalarımız uzun vadede istikrarı koruyabilecek ve oluşabilecek olumsuz piyasa koşullarındaki dalgalanmalara karşı hazır olacak şekilde planlanmalıdır.”
Türkiye’nin küçükbaş hayvan varlığıyla ilgili bilgi veren İbrahim Solak, “1991 yılında yaklaşık 51 milyonun üzerinde olan küçükbaş hayvan varlığımız 2013 yılında 38,5 milyona kadar gerilemiştir. 1990 yılında ülke nüfusumuz 56,5 milyon iken, bugünlerde yaklaşık 77 milyon ve bu rakamlara ek olarak 35 milyon civarında turist yer almaktadır, yani aylık 80 milyon kişi potansiyel et ve hayvansal ürünler tüketicisi konumundadır. Rakamlar incelendiğinde son 25 yılda kişi başına düşen küçükbaş birim hayvan sayısının azaldığını görebiliriz” diye konuştu.
38,5 MİLYON KÜÇÜKBAŞ
Türkiye’de 2013 yılı itibariyle 38,5 milyon küçükbaş hayvanın yüzde 11,6‘sının Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirildiğini, Akdeniz Bölgesi’nin ise yüzde 37‘lik kısmının Batı Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirildiğini kaydeden Solak, “Yani Batı Akdeniz Bölgesi olarak ülkemiz küçükbaş hayvan varlığının yaklaşık yüzde 4,25‘lik bölümünü oluşturmaktayız. Yine Batı Akdeniz Bölgesi’nde üretilen küçükbaş hayvanların yüzde 55‘i Antalya, yüzde 25‘i Isparta, yüzde 20‘si ise Burdur’da üretilmektedir” bilgisini verdi.
KÜÇÜKBAŞ VE ET-SÜT ARTIŞI
Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, TÜİK verilerine dayanarak hayvan varlığıyla ilgili bilgi verdi. Türkiye’de 29,2 milyon baş koyun, 9,2 milyon baş keçi varlığı bulunduğunu belirten Öztürk, 2010’dan itibaren küçükbaş hayvan üretiminde artış yaşandığını söyledi. Hayvan varlığındaki artışa bağlı olarak et ve süt üretiminde de artış görüldüğünü söyleyen Öztürk, “Küçükbaş hayvanlardan 2013 yılında 103 bin tona yakın koyun, 23 bin ton yakın keçi olmak üzere toplam 126 bin ton et elde edildi. Aynı yıl keçi ve koyunlardan toplam 1,5 milyon ton da süt üretildi” dedi. Batı Akdeniz Bölgesi’nin Türkiye keçi varlığının yüzde 9’unu, koyun varlığının ise 2,6’sını barındırdığını kaydeden Öztürk, “Batı Akdeniz bölgesinde bulunan 3 ilimizin toplam keçi sütü üretimi 42 bin 591 ton olup Türkiye üretiminin yüzde 10’udur. Bölgemizde 2013 yılı TÜİK verilerine göre 27 bin 791 ton koyun sütü üretimi gerçekleştirilmiştir” dedi.
FRENE BASILMASAYDI BİTECEKTİ
MAKÜ Rektörü Mustafa Saatcı, “Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği tam anlamıyla bir memleket meselesidir” dedi. 1990’lı yıllarda küçükbaş hayvancılığının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Saatcı, “Belli bir yerde frene basılmasaydı yok olup gidecekti” dedi. Koyun ve keçinin toprak altındaki altın madeni kadar değerli olduğunu ifade eden Saatcı, büyük bir coğrafyaya sahip Türkiye’de farklı hayvancılık faaliyetleri yürütmenin mümkün olduğunu vurguladı. Saatcı, “Küçükbaşı bu işin içine çektiğimizde her bölgede farklı hayvancılık faaliyetleri yapabiliriz” dedi. Teke yöresinin bir kültür olduğunu ve bu kültürü oluşturanın da keçi olduğunu kaydeden Saatcı, “Keçi gittiği takdirde kültür de kaybolacaktır” dedi. Osmanlı’nın kurulduğu kıl çadırın keçinin kıllarından oluştuğunu anımsatan Saatcı, “Bu kültürü kaybetmemek için bu hayvanlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor” diye konuştu.
ET AÇIĞINI KAPATMANIN TEK YOLU KÜÇÜKBAŞTIR
Akdeniz havası Avrupa ülkelerinin genç yaştaki oğlak etini tüketen ülkeler olduğunu belirten Saatcı, artan talebin karşılanamadığını kaydetti. Saatcı şunları kaydetti:
“Bizim şartlarımız organik yetiştiriciliğe çok yakın. Biliyoruz ki organik yetiştiriciliğin bir takım kıstasları var. Buna uyulduğu takdirde et ve süt gibi çok değerli iki tane madde üretilir. İşte biz bunu genel anlamda organik yetiştiriciliğine soktuğumuz takdirde çok rahat bir şekilde Akdeniz bölgesine satmış oluruz. Avrupa piyasasına baktığımız zaman dışarıdan aldığı tek kırmızı et kalemi koyun eti. Kendisine yetmiyor, dışarıdan temin ediyor. Daha çok Avustralya’dan alıyor. Biz hemen yanı başındayız. Kriterlerimizi tamamladığımız zaman küçükbaş yetiştiriciliğinde gerçekten çok ciddi bir pazar olur. Bırakın dışarıyı ülkemizdeki kırmızı et açığı tamamen kapanır. Et açığını kapatmanın tek yolu küçükbaştır”
Ziraat Bankası Antalya Bölge Başkanı Fatih Şahan da banka olarak üreticiye yönelik yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verirken, çalıştayın başarılı geçmesini diledi.
ÇALIŞTAY MASALARI
Bölgemiz hayvancılığında, sığır yetiştiriciliğinden daha ön planda olması gerektiğinin ve geçmişte yapılan yanlışların anlaşılması adına büyük başarı sağlayan Çalıştay, konuşmaların ardından oluşturulan masalarda gerçekleştirildi:
1 – Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliğinde Sürü Yönetimi ve Kayıt Sistemi: Prof. Dr. Mustafa Tekerli / Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi. 2 – Çobanlık Mesleği veya Sürü Yöneticisinin Sorunları: Prof. Dr. Türker Savaş / Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi. 3 – Küçükbaş Hayvan Yetiştiriciliğinde Besleme, Mera – Otlak ve Orman İlişkisi: Prof. Dr. M. Numan Oğuz / Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veteriner Fakültesi. 4 – Bölgemizde Yetiştirilen Irklar ve Yapılan Islah Çalışmaları: Doç. Dr. Özkan Elmaz / Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veteriner Fakültesi. 5 – Hayvan Hastalıkları ile Mücadele: Doç. Dr. Nuri Mamak / Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veteriner Fakültesi. 6 – Üretim Planlaması ve Pazarlama: Doç. Dr. Duygu İnce / Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi. 7 – Küçükbaş Hayvancılık İşletmelerinin Ruhsatlandırma ve Yetkilendirme Süreci: Vahap Tuncer Ziraat Yüksek Mühendisi / Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı. 8 – Küçükbaş Hayvancılıkta İzlenen Politikalar: Prof. Dr. Cengiz Sayın / Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi. 9 – Küçükbaş Et Tüketiminde Tüketici Tercihleri: Yard. Doç. Dr. Yavuz Dizdar / İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü.
İlgili Fotoğraflar: