Biz Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO) Yönetimi olarak, bir süredir devam eden seçimler dolayısıyla ve bir bakıma da doğruluğu ve önceliği olan Burdur meseleleriyle ilgilenmekten; ülkemiz, bölgemiz ve global çerçevede cereyan eden olaylara bakmayı, ne olup bittiğini düşünmeyi ve düşündüğümüzü kamuoyu ile değerlendirmeyi ihmal ettik.

İlimizdeki Oda ve Borsa seçimleri, güzel bir demokratik
süreç içinde sonuçlandı. Artık ilimiz ve bölgemizden başlayarak, Ülkemiz ve tüm dünyadaki gelişmeleri takip, algılama ve değerlendirme şeklindeki demokratik Sivil Toplum Kuruluşu (STK) görevlerimizden saydığımız bir görevi de yerine getirmeliyiz.

Biz Batı Akdeniz Bölgesinde bir küçük iliz ve ilin bunca problemleri varken, bize ne Hatay Reyhanlı'da patlayan bombadan? Diyemeyiz. Globalleşen dünyanın içinde, dünya ile entegre, çok özel bir gelişim koridorunda ilerleyen bir Türkiye'nin Burdur İli olarak; Bize ne Reyhanlı'dan, bize ne Suriye'den, bize ne Irak'tan, Somali'den, Arakan'dan, bize ne Afrika'dan, Özbekistan'dan, Brezilya'dan diyemeyiz.
Özellikle, medeniyetler beşiği ve dünyaya hükmetmek isteyenlerin stratejilerinin odak noktası Türkiye'yi, Anadolu'yu yurt edinmiş iseniz ve Batılıların arzu ettiği gibi; Orta Asya Bozkırlarına dönmeyi düşünmüyorsanız (Tabii ki, düşünmüyoruz!); o zaman sadece ülkenizin değil, dünyanın hiçbir yerindeki hadise sizin ilgi alanınızın dışında değildir, olmamalıdır.

Zaten bütün Türk halkı gibi, Burdurlular da o eski dar çerçevedeki Ülke ve dünya algısını değiştirmiş, dünyaya açılıma gözünü dikmiştir. Zira Çin'e, Almanya'ya, Brezilya'ya, Dubai'ye gezi düzenlediğimizde, bize ne oralardan dememiş; aksine daha çok gezi talepleri gelmiş, gelmektedir.
Dün en zekilerinizi yabancı okullara verip, beyinlerinizi yabancı güdümüne terk ederken, bugün Dünya'nın 150'ye yakın ülkesinde okullar açmışsınız ve her okul açtığınız yerde, ticaret merkezleri de kurmuşsunuz. İşin en önemli ve can alıcı noktası da şu ki; dünyanın her köşesinde, insana değer vermeyen sömürgeci Batının kurduğu çarkı tersine çevirmeye, zalimin karşısında ve mazlumun yanında yer alan misyonunuzu hatırlamaya başlamışsınız...
Bir de ekonominizi kontrollerinde tutan İMF çarkını tersine çevirmişsiniz!..
İşte, Reyhanlı'da patlayan bombaların anlamı burada saklıdır!.. Devletimizin yetkilileri de açıklamaktadır ki; arkasında Suriye'nin, İran'ın, Rusya'nın, Amerika'nın, İngiltere'nin, İsrail'in ve diğer bir deyişle, Çanakkale'nin rövanşını almak isteyenlerin istihbaratları bulunmaktadır...
Bu gelişmeler, bir kısım insanımızda korku ve kaygı uyandırabilir. Zaten, Burdur'umuzun şerefi, ilk milletvekilimiz, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, işte tam da bunun için seçmiştir İstiklal Marşı'na "Korkma!.." diyerek başlamayı...

Evet, Reyhanlı'daki olay ve benzerleri, bir kez daha vurgulamaktadır ki; Ankara'dan olduğu gibi, Burdur'dan da geniş düşünmek, uzaydan çekilmiş çok boyutlu fotoğraflara bakar gibi düşünmek, bilgi kirliliğinden arınmak ve doğru değerlendirmelere varmak zorundayız.
O doğru değerlendirme de şu ki; biz "Büyük Devlet" olmak zorundayız!

NOT:
BUTSO Basın Danışmanlığı
14.05.2013